Vergi idaresi ile vergi borçlusu arasında çeşitli nedenlerle ortaya çıkan görüş ayrılıkları olarak ifade edilebilen vergi uyuşmazlıkları idari aşamada veya yargısal aşamada çözüme kavuşturulabilmektedir. Bu temel çözüm yolları yanında başta Amerika ve çeşitli Avrupa Birliği ülkelerinde olmak üzere çeşitli ülkelerde alternatif çözüm yöntemlere de bulunmaktadır. Alternatif çözüm yöntemleri, anlaşmazlığa düşen tarafları ortak noktada buluşturmak üzere hareket eden çözüm süreçlerini ve yöntemlerini içeren usuller bütünü şeklinde ifade edebiliriz. Türk Vergi Hukuku açısından bakıldığında, ADR’ye ilişkin doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak Türkiye’de başta ceza, iş ve ticari uyuşmazlıklara ilişkin mevzuat olmak üzere farklı mevzuatlarda yer almaya başlayan ADR’nin, uygulamadaki başarısı dikkate alındığında, bu yöntemin mükellef odaklı bir yaklaşımla vergi uyuşmazlıklarının çözümünde de uygulanabilirliği gündeme gelmiştir. Kanaatimizce ADR’nin vergi uyuşmazlıklarının çözümünde ciddi katkı sağlayacağı gibi mükellefin vergiye gönüllü uyumunu yönünden de faydalı olacaktır. Bu çalışmada Türkiye’de vergi uyuşmazlıklarının çözümünde alternatif yöntemlerin uygulanabilirliği değerlendirilmiştir.
Uyuşmazlık, Vergi uyuşmazlıkları, Mükellef odaklılık, Gönüllü Uyum, Alternatif Çözüm Yöntemleri