Dede Korkut Kitabı, Oğuzların yaşam felsefesi ve inanç sistemlerine dair kıymetli bilgiler barındıran bir kaynak olarak Türk kültür tarihinin en temel eserlerindendir. Boy olarak isimlendirilen hikâyelerde, İslamiyet’in kabulü ile birlikte değişen inanç sisteminin izlerinin yavaş yavaş toplumsal şuura yerleştiği takip edilirken eski inanmalara dair kalıntıların da yeni inanç ile birlikte yaşamaya devam ettiği görülür. Anlaşılıyor ki yeni bir kültür dairesine girilirken yaşam keskin bir değişime uğramamıştır. Sözlü gelenek vasıtasıyla asırlarca ortak hafızada yer edinen boylar/hikâyeler yalnızca teşekkül ettiği dönemi değil tarihi bir seyri de barındırarak Oğuz Türk kimliğinin oluşum aşamaları ve sürecine dair verilerle kültürü aktarma işlevini yerine getirmiştir. Toplumsal ve kültürel yapının unsurları, düşünme ve yaşama biçimleri Dede Korkut Kitabı’nda vücut bularak beşerî hafızanın dünden bugüne taşınmasına aracılık etmiştir. Bu yönüyle Dede Korkut Kitabı Oğuzların dünyasına yapılan bir yolcuğun kapılarını aralar. Türk halk düşüncesinde özellikle İslamiyet’in kabulünden sonra daha çok olumsuz bir anlam taşıyan karga sözcüğü yaşayan kültürde olduğu kadar anlatmalarda ve yazılı kaynaklarda da sıkça yer verilen bir kavram olarak çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Dede Korkut Kitabında “karga” sözcüğüne hem hayvan adı olarak hem de “karga-” biçimi ile fiil olarak yer verilir. İncelemede kavramın morfolojik karşılığından daha çok anlam değeri üzerinde durulmuştur, sözcüğün anlamsal ve etimolojik bağı ortaya konmaya çalışılmıştır.
Karga, Karga-, Hayvanlar, Dede Korkut Kitabı